hgs  eokul   lgs   kyk  
  06.05.2024  

2023 Hedefi: Yılda 4 Milyon Araç Üretmek

Yerli marka üretimi için kollar sıvandı Hedef 2023’e kadar 10 küresel marka


Türkiye, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedeflerken, cari açığını azaltmak için otomotiv sektöründe yeni arayışlar içine girdi. Son dönemde yerli marka ve yüzde 100 yerli üretim için stratejik planlara sahne olan otomotiv sektöründe, iç pazardaki büyümenin yerli üretimle karşılanması amaçlanıyor
2012, yerli otomobil markası oluşturma konusunda somut adımların atılacağı bir yıl olacak.

Bu doğrultuda yerli marka otomobilde dört yıl içinde 200 bin adetlik üretim hedefleniyor. Sektördeki bir diğer önemli hedef ise, 2023 yılına kadar en az 10 küresel marka oluşturmak

Otomotiv sanayii, Türkiye’de lokomotif sektörlerden biri olarak görülse de, 2011 yılı verilerine bakıldığında ihracattan daha fazla ithalat gerçekleştirdi. Özellikle binek otomobil satışlarında büyük bir artışın görüldüğü Türkiye’de bu artış önemli ölçüde ithal araçlardan karşılanıyor. İç pazardaki satışların yüzde 60’tan fazlasını ithalat oluşturuyor. Türkiye, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedeflerken, öte yandan cari açığı da azaltma arayışı içinde.

Otomotiv sektörü de bu sıkıntıya çare olmak için son dönemlerde yerli marka ve yüzde 100 yerli üretim için kolları sıvamış durumda. Türkiye’de sektörün iç pazarı büyürken, bu büyümenin yerli üretimle karşılanması hedefleniyor. Dolayısıyla hem sektör kuruluşları hem de kamu nezdinde yerli otomobil markası oluşturmak için çalışmalar hız kazandı. 2012 yılının yerli otomobil markası oluşturma konusunda somut adımların atılacağı bir yıl olması bekleniyor. Bu doğrultuda B ve C segmentinde üretilecek yerli otomobil araç sayısının dört yıl içinde 200 bin adet olması planlanıyor. Bunun yanı sıra 2023 yılına kadar en az 10 küresel markanın oluşturulması hedefler arasında yer alıyor.

Yerli bir otomobil markasının geliştirilmesi konusunda yerli firmalar, tedarik zinciri çapında araştırmalarını sürüyor. Bu amaçla tasarım ve üretim ile ilgili önemli deneyimlerin kazanıldığını ifade eden sektör aktörleri, Türkiye otomotiv sanayiinin mevcut potansiyelinin önemli bir temel hareket noktası oluşturduğunu dile getirirken, markanın oluşturulmasının ise pazarın vereceği bir karar olduğunu belirtiyor. İç pazarda da tüketici tercihlerinin oluşturduğu yoğun bir rekabet bulunduğunu vurgulayan sektör temsilcileri, “Satış, pazarlama ve servis süreçlerinin gücü otomobil ürününde çok önemlidir. Pazara sürülen yeni bir markanın müşteri güveni, beğenisi ve neticede yeterli talebi kazanması, konunun en önemli ayağını oluşturur” fikrinde birleşiyor. Yetkililer, ayrıca sektörde bu çerçevede 2023 hedefleri doğrultusunda, uygun teşviklerle projelerin desteklenmesi gereğinin de altını çiziyor.

Büyük ölçekli projelere destek gelecek

Öte yandan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nisan ayında açıklanan yeni teşvik sisteminin sektör için çok önemli destekler getirdiğini belirtiyor. Buna göre yerli marka için otomotiv sektöründe yapılacak 200 milyon TL üstündeki yatırımlar ile yan sanayide yapılacak 50 milyon TL üstündeki yatırımlar desteklenecek. Bakanlık, gerekli kriterleri yakalaması durumunda, motor ve aktarma organları gibi bazı önemli parçalarla ilgili yapılacak yatırımları da stratejik yatırımlar kapsamında desteklemenin mümkün olacağını açıkladı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, stratejik yatırımlar kapsamında bir örnek vererek, 50 milyon TL’lik yatırım değeri olan ve 100 kişilik istihdam oluşturacak olan bir yatırıma, devletin sağlayacağı desteğin 33 milyon TL’ye ulaşacağını belirtti.

Otomotiv sektöründe üretim kadar Ar-Ge ve tasarım boyutunun da önemli olduğuna dikkati çekilirken, yerli otomobilin Ar-Ge ve tasarım boyutunun da desteklerden yararlanacağı açıklanıyor. 2023’e kadar üretim yapısı içindeki yüksek teknolojili ürünlerin payının yüzde 25 seviyesine ve Ar-Ge harcamalarının milli gelir içindeki payının da yüzde 3 seviyesine çıkarılması planlanıyor. Türkiye’nin, üretilecek aracın elektronik parçaları dışında yüzde 70-80’lik bölümünü tedarik edebilecek bir yan sanayiye sahip olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla yerli marka otomobil üretimi için gerekli olan altyapı ve tedarik konusunda hiçbir sorun olmadığı dile getiriliyor.

Yeni teşvik sistemi umut veriyor

Sektör kuruluşları yerli marka otomobil üretimi için atılan adımları desteklerken, yeni teşvik sisteminin de gerek Türkiye gerekse otomotiv sektörü açısından önemli açılımlar sağlayacağı düşüncesinde olduklarını açıklıyor. Sektör aktörleri, yeni teşvik sisteminin cari açığın azaltılması, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesi ve teknolojik dönüşümün sağlanması noktalarında önemli katkılar sağlayacağı inancında olduklarını dile getiriyor.

Otomotiv yan sanayiinde de yerli markaların oluşturulması için çalışmalar yoğunluğunu artırmış durumda. Bu işkolunun çatı örgütü olan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD), yeni dönem sloganını “Güçlü Sanayi, Güçlü Marka” şeklinde belirlerken, TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dudaroğlu, Türkiye otomotiv sanayiinin rekabetçi gücünü ve marka değerini öne çıkarmayı hedeflediklerini açıklıyor. Dudaroğlu, dernek olarak yan sanayinin markalaşma sürecine hizmet edecek ‘Turquality’ programının yaygın kullanımına yönelik çalışmaları sürdürerek, stratejik düşünme bilincinin ve kurumsal performans anlayışının yerleşmesine katkıda bulunmak istediklerini belirtiyor. Bununla birlikte büyük çoğunluğu aile şirketi olan kurumların da hızla kurumsallaşma çalışmalarına başlamaları veya çalışmalarını hızlandırmaları gerektiğini ifade ediyor.

Sektör ilk dört ayda düşüş yaşadı

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre 2011 yılında pazar, 2010 yılına oranla yüzde 15 artarak 911 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Otomobil pazarındaki artış yüzde 16 düzeyinde gerçekleşti ve pazar 594 bin adede yükseldi. Hafif ticari araç pazarı da 2010 yılına göre yüzde 8 oranında artarak 271 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Kamyon pazarı yüzde 44 oranında artarak 41 bin adede, otobüs pazarı ise yüzde 66 oranında artışla 2 bin 532 adede çıktı. Aynı dönemde ağır ticari araç pazarı ise yüzde 44 oranında artışla 46 bin adet düzeyine yükseldi. 2011 Ocak-Aralık döneminde toplam üretimde artış yüzde 9, otomobil üretiminde ise yüzde 6 oranında gerçekleşti. Bu dönemde, toplam üretim 1.2 milyon adete, otomobil üretimi ise 640 bin adete yükseldi. 2011 yılında ihracat ise 791 bin adet oldu. Toplam sektör ihracatı 20.4 milyar dolara ulaştı ve bu rakamın 9 milyar dolarlık bölümü yan sanayi tarafından gerçekleştirildi.

2012 yılı ilk çeyreğine bakıldığında ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 oranında daralma yaşandığı ve satışların 144 bin adet düzeyinde gerçekleştiği görülüyor. Otomobil pazarındaki düşüş yüzde 21 düzeyinde oldu ve pazar 98 bin adede geriledi. 2012 yılı Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre hafif ticari araç pazarındaki düşüş yüzde 35 oldu. Bu pazarda gerçekleşen satış adeti 38 bin oldu. 2012 yılı Ocak-Mart döneminde 2011 yılı aynı dönemine göre kamyon pazarı da yüzde 32 daraldı ve satış 7 bin 17 adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otobüs pazarının da yüzde 35 oranında daraldığı ve satış adedinin 322 olduğu görülüyor. Ağır ticari araç pazarında da yüzde 29 oranında küçülme yaşanarak, 8 bin 52 adetlik satış gerçekleşti.

Yılın ilk dört ayında ihracatın da daraldığı dikkat çekiyor. 2012 Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, otomobil ihracatı yüzde 9 oranında azalarak toplam 148 bin 270 adet olarak gerçekleşti. Ticari araç ihracatı yüzde 5 oranında azalarak 113 bin 721 adet, traktör ihracatı ise yüzde 178 artışla 5 bin 163 adet olarak gerçekleşti. Parasal bazda bakıldığında ise otomotiv ana sanayi ihracatının 931 milyon dolar, otomotiv yan sanayi ihracatının ise 700 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiği görülüyor. Toplam otomotiv ihracatı yaklaşık 6 milyar 785 milyon dolar seviyesine ulaşırken, ana sanayi ihracatı geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre yüzde 6 oranında azalarak 3 milyar 875 milyon dolar düzeyinde kaldı. Yan sanayi ihracatı ise yüzde 6 oranında artarak 2 milyar 909 milyon dolar seviyesine ulaştı. Yan sanayinin toplam ihracat içindeki payı yüzde 43 oranında oldu.

2012 Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam üretim ise yüzde 8 azaldı. 2012 yılının ilk dört ayında 186 bin 374 adedi otomobil, 183 bin 126 adedi ticari araç, 17 bin 406 adedi traktör olmak üzere toplam 386 bin 906 adet araç üretildi. Ticari araçlar ve özellikle ÖTV artışına maruz kalan hafif ticari araçlarda 2011 yılı son aylarında başlayan talep azalması giderek artış gösterdi. Bu durumun 2012 yılı ilk üç aylık dönemde ihracattaki daralma ile birlikte üretimi olumsuz etkilemeye devam ettiği belirtiliyor.

Türkiye, hafif ticari araç üretiminde AB ülkeleri arasında birinci

Türkiye pazarına ilişkin değerlendirme yapan sektör temsilcileri, Türkiye’nin otomotiv sanayiinde özellikle ticari araçlar üretiminde önemli kazançlar sağladığını vurguluyor. Türkiye’nin gelinen noktada AB’ye üye 27 ülke arasında hafif ticari araç üretiminde birinci, otobüs üretiminde ikinci sırada olduğu belirtiliyor. 2011 yılı itibarıyla, ticari araçların toplam otomotiv ihracatı içinde yüzde 44 pay aldığı kaydediliyor. Sektör aktörleri küresel pazarlarda dört yerli otobüs markasının yoğun talep gördüğüne işaret ediyor. Otomotiv sanayiinin büyük oranda, AB ülkeleri ile küresel ortaklığı bulunan firmalardan oluştuğu gözleniyor. Toplam üretimin önemli bir oranını gerçekleştiren bu firmaların, birçok modelin Avrupa’ya ihracatını, üretim üssü olarak tek başına yaptığının altı çiziliyor.

Türk otomotiv sanayiinin, uluslararası ölçekte önemli konumda yer aldığını belirten sektör temsilcileri son zamanlarda, küresel üretimin kuzeyden güneye, batıdan doğuya yeni merkezlere kaydığına işaret ediyor. Bu nedenle, hem yeni model hem de mevcut ürünlerde kapasiteyi artırmaya yönelik orta vadeli kararlarda yerli firmaların, uygun maliyet ve kalite gibi temel özelliklerinin etkili olması bekleniyor.

04 Temmuz 2012 Çarşamba 11:42

Konular