Ar-Ge'de 60 milyar dolara ulaşılacak
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, "Türkiye olarak küresel kriz ortamında mali disiplin konusunda çok titiz olmamıza rağmen Ar-Ge harcamalarını azaltmadığımız gibi önemli bir oranda artırmaya devam ettik" dedi.
Bakan Ergün, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Bilgi Ekonomisi Küresel Forumu'nun açılışında, Paris ve Seul'den sonra Forum'un üçüncü buluşmasına İstanbul'da evsahipliği yaptıkları için onur duyduklarını ifade etti.
Küresel krizin insanlık olarak herkesin kaderinin birbirine bağlı olduğu gerçeğini net bir şekilde gösterdiğini belirten Ergün, küreselleşmeyle birlikte herhangi bir yerde yaşanan olumlu veya olumsuz gelişmenin çok kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alabildiğini, bu nedenle dünya vatandaşlığı payesi altında birleşerek ortak sorunlara ortak çözümler bulmak gerektiğini söyledi.
Ergün, dünyayı etkileyen ekonomik gelişmelere bakıldığında en doğru ve en uzun vadeli çözümün bilgi ekonomileri oluşturmaktan geçtiğini dile getirerek, "Özellikle gelişmiş ülkeler kapitalizmin geçirdiği dönüşüm nedeniyle ekonomiyi bir üretim meselesi olmaktan ziyade bir finans oyunları olarak görme yanlışına düştü. Aslında bir katma değer oluşmuyordu, oluşmuş gibi görünüyordu. Hatalı bir simülasyon içinde büyük bir zaman kaybettik. Bu açıdan belki de krizin 2008 sonunda ortaya çıkması ekonomik büyüme denen şeyin bir balon olduğunu erken göstermesi açısından lehimize bir sonuç doğurmuş olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Ergün, üretim ve tüketim alışkanlıklarının geldiği bu seviyede sistemdeki tıkanıklığı açmanın ve daha fazla katma değer üretmenin yolunun inovasyona dayalı üretimden geçtiğine işaret ederek, dünyadaki büyüme sorununu aşmak, kalıcı ve sürdürülebilir büyüme dönemine girmek için tüm ekonomileri bilgi ve inovasyon ekseninde bir dönüşüme tabi tutmak gerektiğini dile getirdi.
"KISINTIYA GİDİLMESİ GEREKEN EN SON ALAN BİLGİ VE TEKNOLOJİ OLMALI"
Ergün, birçok ülkenin krizden çıkış için önemli tasarruf tedbirlerini hayata geçirmelerinin ve bütçelerini kontrol altına almalarının son derece önemli ve zorunlu olduğunu, ancak kamu bütçeleri üzerindeki yükler azaltılırken kısıntıya gidilmesi gereken en son alanın bilgi ve teknoloji olması gerektiğini söyledi.
Ar-Ge bütçelerini muhakkak surette korumak gerektiğini vurgulayan Ergün, bu alanlarda kısıntıya gidildiği takdirde geleceğe dair çok daha büyük sorunlar yaşanacağını ifade etti.
Krizden kalıcı olarak çıkmak için orta ve uzun vadede ülkelerin inovasyon yeteneğinin gelişmesi gerektiğini vurgulayan Ergün, "Ar-Ge bütçeleri üzerindeki kesintiler belki kısa dönemde mali yapıların düzelmesine diğer kalemlerle birlikte katkı sağlayabilir. Ancak orta ve uzun vadede ülke ekonomilerinin Ar-Ge ve inovasyon hedeflerini koruması gerekiyor. Ne yazık ki birçok ülkenin bu hataya düşerek Ar-Ge bütçelerini de kıstıklarını görüyoruz" dedi.
Ergün, Türkiye'de ekonomi yönetimi olarak küresel kriz ortamında mali disiplin konusunda çok titiz olmalarına rağmen Ar-Ge harcamalarını azaltmadıkları gibi önemli bir oranda artırmaya devam ettiklerini, bu yaklaşımın meyvelerini gelecek dönemde toplayacaklarına inandıklarını dile getirdi.
"NE ÜRETTİĞİMİZ VE NASIL ÜRETTİĞİMİZ KONUSUNDA RADİKAL DEĞİŞİKLİKLER YAPMALIYIZ"
Bakan Ergün, Türkiye'nin son yıllarda çok fazla üreten ve katma değer oluşturan bir yapıya dönüştüğüne işaret ederek, "2023 yılında 500 milyar dolar ihracata ulaşma ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olma hedefimiz var. Bu hedeflere ulaşmak için ne ürettiğimiz ve nasıl ürettiğimiz konusunda radikal değişiklikler yapmamız, rekabet gücünü Ar-Ge, inovasyon ve markalaşmada yakalamamız gerektiğini biliyoruz. Türkiye'nin büyük hedeflerine ulaşması için üzerinde en fazla durmamız gereken konu bilim, teknoloji ve inovasyondur. Zira bilim ve teknoloji alanında attığımız her adım bizi başka alanlarda 5-10 adım daha da ilerletecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de son 11 yılda düşük teknolojili üretim seviyesinden orta teknolojili üretim seviyesine doğru hızlı bir geçiş yapıldığını belirten Ergün, 2023 yılına kadar üretim içerisinde yüksek teknolojili ürünlerin payını gelişmiş ülkelerde olduğu gibi en az yüzde 20'ler seviyesine çıkarmak mecburiyetinde bulunduklarını ve bütün firmaların, sektörlerin, sivil toplum kuruluşlarının kendini buna göre dönüştürmesi gerektiğini söyledi.
Nihat Ergün, birçok yeni sektörde yenilikçi firmaların kurulmasına uygun bir zemin hazırlamak gerektiğine de işaret ederek, Bakanlık olarak hem mevcut sektörlerin Ar-Ge kapasitesini artıracak hem de Ar-Ge yoğun sektörlerin gelişmesine öncülük edecek bir rol üstlendiklerini, hem üniversitelere hem sanayicilere hem de potansiyel girişimcilere yönelik önemli politikalar uyguladıklarını dile getirdi.
Son 11 yılda Türkiye'de Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranını yaklaşık 2 kat artırarak yüzde 1 seviyesine yaklaştırdıklarını belirten Ergün, "Türkiye'nin milli geliri 10 yıl önce 230 milyar dolardı, bugün 800 milyar dolar seviyesine çıktı. Milli gelirimizin 3 kat arttığını düşünürsek, Ar-Ge harcamaları bu dönemde 6 kat artış göstermiştir. 2023 yılında ise milli gelirimizin 2 trilyon dolara ulaşması ve milli gelirin yüzde 3'ü kadar Ar-Ge harcaması yapma hedefimiz var. Bu hedefi dikkate aldığımızda 2023 yılında 60 milyar dolarlık Ar-Ge harcaması yapan ülke haline geleceğiz" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'Yİ BİR AR-GE VE İNOVASYON MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ"
Ar-Ge harcamaları için bütçeyi artırmakla işin bitmediğinin farkında olarak bu bütçeyi en doğru alanlara kanalize edecek politikalar kurguladıklarını anlatan Ergün, uygulamakta oldukları Sanayi Strateji Belgesi'ndeki 72 eyleminin 23 tanesinin tamamen firmaların teknolojik gelişimini sağlamaya yönelik olduğunu söyledi.
Bakan Ergün, "Üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek, özellikle inovatif girişimciliği desteklemek, genç nüfusumuzun bilime ve teknolojiye olan ilgisini doğru alanlara kanalize etmek, bilgi teknolojileri konusunda aşama kaydetmek, sanayicilerimizi Ar-Ge'ye teşvik etmek gibi çok geniş bir alanda çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de hem mevcut politika araçlarımızı geliştirecek hem de yeni enstrumanlar üreterek bu alanlarda lider bir ülke inşa etmeye çalışacağız. Türkiye'yi dünyanın bir üretim merkezine dönüştürdüğümüz gibi bir Ar-Ge ve inovasyon merkezine de dönüştürme hedefindeyiz" diye konuştu.
Ergün, OECD bünyesinde düzenlenen bu organizasyonda olduğu gibi bilgi ekonomisiyle ilgili tüm çalışmaların içinde aktif olarak yer almayı sürdüreceklerini de sözlerine ekledi.
Bilgi Ekonomisi Küresel Forumu'nun açılışında OECD Genel Sekreter Yardımcısı Yves Leterme, OECD Bilim, Teknoloji ve Sanayi Direktörlüğü Yöneticisi Andrew Wyckoff ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bilim ve Teknoloji Genel Müdürü Cevahir Uzkurt da birer konuşma yaptı.
OECD Bilim, Sanayi ve Teknoloji Skorbordu ile İnovasyon Politika Platformu'nun lansmanının da yapılacağı Forum'da iki gün boyunca çeşitli oturumlarda bilim ve inovasyonun küresel ekonomik büyümeye katkısı, sanayi-bilim ilişkisi, teknoloji, bilim ve inovasyon politikalarının geleceği ve açık bilim gibi konular ele alınacak.
Bakan Ergün, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Bilgi Ekonomisi Küresel Forumu'nun açılışında, Paris ve Seul'den sonra Forum'un üçüncü buluşmasına İstanbul'da evsahipliği yaptıkları için onur duyduklarını ifade etti.
Küresel krizin insanlık olarak herkesin kaderinin birbirine bağlı olduğu gerçeğini net bir şekilde gösterdiğini belirten Ergün, küreselleşmeyle birlikte herhangi bir yerde yaşanan olumlu veya olumsuz gelişmenin çok kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alabildiğini, bu nedenle dünya vatandaşlığı payesi altında birleşerek ortak sorunlara ortak çözümler bulmak gerektiğini söyledi.
Ergün, dünyayı etkileyen ekonomik gelişmelere bakıldığında en doğru ve en uzun vadeli çözümün bilgi ekonomileri oluşturmaktan geçtiğini dile getirerek, "Özellikle gelişmiş ülkeler kapitalizmin geçirdiği dönüşüm nedeniyle ekonomiyi bir üretim meselesi olmaktan ziyade bir finans oyunları olarak görme yanlışına düştü. Aslında bir katma değer oluşmuyordu, oluşmuş gibi görünüyordu. Hatalı bir simülasyon içinde büyük bir zaman kaybettik. Bu açıdan belki de krizin 2008 sonunda ortaya çıkması ekonomik büyüme denen şeyin bir balon olduğunu erken göstermesi açısından lehimize bir sonuç doğurmuş olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Ergün, üretim ve tüketim alışkanlıklarının geldiği bu seviyede sistemdeki tıkanıklığı açmanın ve daha fazla katma değer üretmenin yolunun inovasyona dayalı üretimden geçtiğine işaret ederek, dünyadaki büyüme sorununu aşmak, kalıcı ve sürdürülebilir büyüme dönemine girmek için tüm ekonomileri bilgi ve inovasyon ekseninde bir dönüşüme tabi tutmak gerektiğini dile getirdi.
"KISINTIYA GİDİLMESİ GEREKEN EN SON ALAN BİLGİ VE TEKNOLOJİ OLMALI"
Ergün, birçok ülkenin krizden çıkış için önemli tasarruf tedbirlerini hayata geçirmelerinin ve bütçelerini kontrol altına almalarının son derece önemli ve zorunlu olduğunu, ancak kamu bütçeleri üzerindeki yükler azaltılırken kısıntıya gidilmesi gereken en son alanın bilgi ve teknoloji olması gerektiğini söyledi.
Ar-Ge bütçelerini muhakkak surette korumak gerektiğini vurgulayan Ergün, bu alanlarda kısıntıya gidildiği takdirde geleceğe dair çok daha büyük sorunlar yaşanacağını ifade etti.
Krizden kalıcı olarak çıkmak için orta ve uzun vadede ülkelerin inovasyon yeteneğinin gelişmesi gerektiğini vurgulayan Ergün, "Ar-Ge bütçeleri üzerindeki kesintiler belki kısa dönemde mali yapıların düzelmesine diğer kalemlerle birlikte katkı sağlayabilir. Ancak orta ve uzun vadede ülke ekonomilerinin Ar-Ge ve inovasyon hedeflerini koruması gerekiyor. Ne yazık ki birçok ülkenin bu hataya düşerek Ar-Ge bütçelerini de kıstıklarını görüyoruz" dedi.
Ergün, Türkiye'de ekonomi yönetimi olarak küresel kriz ortamında mali disiplin konusunda çok titiz olmalarına rağmen Ar-Ge harcamalarını azaltmadıkları gibi önemli bir oranda artırmaya devam ettiklerini, bu yaklaşımın meyvelerini gelecek dönemde toplayacaklarına inandıklarını dile getirdi.
"NE ÜRETTİĞİMİZ VE NASIL ÜRETTİĞİMİZ KONUSUNDA RADİKAL DEĞİŞİKLİKLER YAPMALIYIZ"
Bakan Ergün, Türkiye'nin son yıllarda çok fazla üreten ve katma değer oluşturan bir yapıya dönüştüğüne işaret ederek, "2023 yılında 500 milyar dolar ihracata ulaşma ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olma hedefimiz var. Bu hedeflere ulaşmak için ne ürettiğimiz ve nasıl ürettiğimiz konusunda radikal değişiklikler yapmamız, rekabet gücünü Ar-Ge, inovasyon ve markalaşmada yakalamamız gerektiğini biliyoruz. Türkiye'nin büyük hedeflerine ulaşması için üzerinde en fazla durmamız gereken konu bilim, teknoloji ve inovasyondur. Zira bilim ve teknoloji alanında attığımız her adım bizi başka alanlarda 5-10 adım daha da ilerletecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de son 11 yılda düşük teknolojili üretim seviyesinden orta teknolojili üretim seviyesine doğru hızlı bir geçiş yapıldığını belirten Ergün, 2023 yılına kadar üretim içerisinde yüksek teknolojili ürünlerin payını gelişmiş ülkelerde olduğu gibi en az yüzde 20'ler seviyesine çıkarmak mecburiyetinde bulunduklarını ve bütün firmaların, sektörlerin, sivil toplum kuruluşlarının kendini buna göre dönüştürmesi gerektiğini söyledi.
Nihat Ergün, birçok yeni sektörde yenilikçi firmaların kurulmasına uygun bir zemin hazırlamak gerektiğine de işaret ederek, Bakanlık olarak hem mevcut sektörlerin Ar-Ge kapasitesini artıracak hem de Ar-Ge yoğun sektörlerin gelişmesine öncülük edecek bir rol üstlendiklerini, hem üniversitelere hem sanayicilere hem de potansiyel girişimcilere yönelik önemli politikalar uyguladıklarını dile getirdi.
Son 11 yılda Türkiye'de Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranını yaklaşık 2 kat artırarak yüzde 1 seviyesine yaklaştırdıklarını belirten Ergün, "Türkiye'nin milli geliri 10 yıl önce 230 milyar dolardı, bugün 800 milyar dolar seviyesine çıktı. Milli gelirimizin 3 kat arttığını düşünürsek, Ar-Ge harcamaları bu dönemde 6 kat artış göstermiştir. 2023 yılında ise milli gelirimizin 2 trilyon dolara ulaşması ve milli gelirin yüzde 3'ü kadar Ar-Ge harcaması yapma hedefimiz var. Bu hedefi dikkate aldığımızda 2023 yılında 60 milyar dolarlık Ar-Ge harcaması yapan ülke haline geleceğiz" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'Yİ BİR AR-GE VE İNOVASYON MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ"
Ar-Ge harcamaları için bütçeyi artırmakla işin bitmediğinin farkında olarak bu bütçeyi en doğru alanlara kanalize edecek politikalar kurguladıklarını anlatan Ergün, uygulamakta oldukları Sanayi Strateji Belgesi'ndeki 72 eyleminin 23 tanesinin tamamen firmaların teknolojik gelişimini sağlamaya yönelik olduğunu söyledi.
Bakan Ergün, "Üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek, özellikle inovatif girişimciliği desteklemek, genç nüfusumuzun bilime ve teknolojiye olan ilgisini doğru alanlara kanalize etmek, bilgi teknolojileri konusunda aşama kaydetmek, sanayicilerimizi Ar-Ge'ye teşvik etmek gibi çok geniş bir alanda çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de hem mevcut politika araçlarımızı geliştirecek hem de yeni enstrumanlar üreterek bu alanlarda lider bir ülke inşa etmeye çalışacağız. Türkiye'yi dünyanın bir üretim merkezine dönüştürdüğümüz gibi bir Ar-Ge ve inovasyon merkezine de dönüştürme hedefindeyiz" diye konuştu.
Ergün, OECD bünyesinde düzenlenen bu organizasyonda olduğu gibi bilgi ekonomisiyle ilgili tüm çalışmaların içinde aktif olarak yer almayı sürdüreceklerini de sözlerine ekledi.
Bilgi Ekonomisi Küresel Forumu'nun açılışında OECD Genel Sekreter Yardımcısı Yves Leterme, OECD Bilim, Teknoloji ve Sanayi Direktörlüğü Yöneticisi Andrew Wyckoff ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bilim ve Teknoloji Genel Müdürü Cevahir Uzkurt da birer konuşma yaptı.
OECD Bilim, Sanayi ve Teknoloji Skorbordu ile İnovasyon Politika Platformu'nun lansmanının da yapılacağı Forum'da iki gün boyunca çeşitli oturumlarda bilim ve inovasyonun küresel ekonomik büyümeye katkısı, sanayi-bilim ilişkisi, teknoloji, bilim ve inovasyon politikalarının geleceği ve açık bilim gibi konular ele alınacak.
Konular
- Güneş enerjisiyle çalışan en büyük gemi
- 10 yıl içinde kendi uydumuzu fırlatabileceğiz
- Felçten kurtaran boyunluk
- Bakanlıktan Türk mucitlere dev destek
- Üniversite güneş enerjili araca sponsor arıyor
- TÜBİTAK'tan 'iyi fikir'lere müthiş destek!
- Bilim insanlarını heyecanlandıran buluş!
- NSA'nın kırmadığı şifre yok gibi
- Nihat Ergün'den yerli otomobil açıklaması
- 21. yüzyılın Türk otomobili elektrikli olabilir mi
- Yerli otomobile talibiz
- Erdoğan'ın aradığı Türk malı otomobili TOFAŞ üretecek
- Yerli otomobilin 500 rakibi var
- Türkiye'nin İlk Yerli Otomobili Uludağ'da Yapıldı
- Türk-İş Başkanı: Yerli Otomobili 20 Bin Üyeli Harb-İş Yapsın
- Döküm sektörü yerli otomobil, uçak ve tank üretimine hazır
- Yerli otomobil mi, yerli marka mı?
- 2023 Hedefi: Yılda 4 Milyon Araç Üretmek
- Aslında Arabada Devrim Yıllar Önce Olmuş
- Yabancıları Rahatsız Eden Gelişme Göktürk-2
- GÖKTÜRK-2 2 Ayda Dünya Etrafında Tam 1000 Tur Attı
- Eski Bir TÜBİTAK Çalışanından İddaa! Göktürk-2’yi yapanlar Tasfiye Edildi
- RASAT, Türkiye'nin İlk Yerli Yapım Uydusu
- Yerli uyduyla dünya BBG evine dönüşecek
- Göktürk Uydusunun Kaderi Ne Olacak?
- Türkiye ile İsrail'in Arasına Giren Kara Kedi
- İSRAİL:TOPRAKALARIMIZ GÖRÜNTÜLENMESİN...
- Doğu Akdeniz'deki balistik "nesne"ler İsrail füzesi çıktı
- Maliki Biden'a Silah Sözünü Hatırlattı
- Dünyanın en büyüğü olacak projeye başvuru patlaması